5 Gece 6 Gün
Özel Tur
Sınırsız
Türkçe
4 GECE KONAKLAMALI – 1 GECE BATUM KONAKLAMA FARKIYLA
3 AĞUSTOS
Tekirdağ Kalkış saati: 19:00
Akşam belirlenen noktalarda toplandıktan sonra yola çıkıyoruz.
4 AĞUSTOS
12 saat yolcuğumuzun ardından Amasya ‘da efsanelere konu olan Ferhat ile Şirin Müzesinde kahvaltı alıyoruz(ekstra). Kahvaltı sonrası müzeyi geziyoruz.
Ardından Yeşilırmak’ın iki yanına kurulmuş Millî Mücadele yıllarında önemli olaylara ev sahipliği yapmış, Osmanlılar döneminde şehzadeler şehri olarak da bilinen Amasya’yı gezmeye başlıyoruz. Gecesi de gündüzü de birbirinden güzel olan bu şehirde ilk olarak Osmanlı Devleti’nin arka bahçelerinden olan ve Yeşilırmak’ın şekillendirdiği bu güzel şehirde ilk olarak Ferhat’ın Şirin için dağları deldiğini bilmek yetmez diyoruz ve bu aşka tanıklık etmek üzere Ferhat ile Şirin Su Kanalını ziyaret ediyoruz.
Dünyanın en büyük mumya müzesi olan Amasya Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Burada Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait arkeolojik, Etnografik, sikke, mühür, el yazması gibi örnekleri ve İlhanlılar dönemine ait mumyaları görüyoruz. Osmanlı Sultanı II. Bayezid tarafından 26 yıl valilik yaptığı Amasya’ya armağan olarak 1482-1486 arasında Mimar Şemseddin Ahmet’e yaptırılan II. Bayezid Külliyesi içerisinde bulunan camiyi gezip, kütüphane, aşevi yapılarını gördükten sonra Yeşilırmak’ın kenarında bulunan Şehzadeler Parkında yapacağımız kısa bir yürüyüşün ardından Roma döneminden kalan eserlerden hala kullanılmakta olan Alçak Köprü üzerinde fotoğraf molası veriyoruz ve Osmanlı döneminden kalma 18. ve 19. yy. konaklarının Yeşilırmak boyunca sıra sıra inci tanesi gibi dizili olan Yalı Boyu evlerini en güzel noktadan fotoğraflıyoruz.
Panoramik olarak Amasya Kalesi’ni ve Helenistik Dönemde bölgede hüküm sürmüş Mitridat Krallığına ait Harşena dağına oyularak tapınak görüntüsü verilen Kaya Mezarlarını panoramik fotoğrafladıktan sonra Hükümet Köprüsü ile Saat Kulesini görüyoruz. Şehzadeler parkındaki padişah büstleriyle tarihsel bağını koparmadığını göreceğimiz bir görsel şölenle sizleri kendisine hayran bırakacaktır. Şehzadeler parkında yapacağımız yürüyüş sonrasında Samsun’a hareket ediyoruz.
19 Mayıs 1919’da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış olduğu şehrimize ulaşıyoruz. Samsun’a ulaştığımız zaman 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Bandırma Vapurundan 18 silah arkadaşıyla inerek Kurtuluş Savaşını başlatan ilk genelgeyi okuduğu yer olan bu anlamlı şehirde İlk Adım Anıtı’nı görüyor ve Atatürk’ün Samsun’a çıktığı Bandırma Vapuruna gidiyoruz daha sonra şehir merkezinde bulunan Avusturyalı Heykeltıraş H. Kriphel’e 1931 tarihinde yaptırılmış olan Atatürk Anıtı’nın önünde hatıra fotoğrafı çektiriyoruz, Samsun Müzesi’ni geziyoruz.
Daha sonra Samsun kent merkezindeki Batı Parkta 50 bin metrekarelik alan üzerine kurulu olan Amazon Adası içerisinde yer alan 2.5 dönümlük Amazon Köyü‘ne uğruyoruz. Efsaneye göre, Samsun’un Terme ilçesi Gölyazı Beldesinde yaşadıkları tahmin edilen amazon kadınlarının yirminin üzerinde heykeli bulunuyor. Burada geçireceğimiz keyifli dakikalardan sonra gezip Fatsa’daki otelimize doğru yola çıkıyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Fatsa Termal Otelde.
5 AĞUSTOS
Sabah kahvaltımızı aldıktan sonra Ordu kentinin sembolü olan yaklaşık olarak 515 metre yükseklikteki Boztepe’ye teleferikle çıkma imkânı buluyoruz (Ekstra). Karadeniz sahilini, çok uzaklarda görünen yaylaların muhteşem manzarasını izliyor ve kısa bir çay molası veriyoruz. Boztepe’ye çıkmak istemeyen misafirlerimize de teleferik parkta serbest zaman veriyoruz. Geçireceğimiz keyifli zaman sonrasında sahil yolu boyunca yolculuğumuz devam ederek Doğu Karadeniz’in divası ve Manastırlar kenti, Trabzon merkeze ulaşıyoruz.
İlk gezi durağımız Ayasofya oluyor. Komnenoslar döneminde 1238-65 yılları arasında yapılıp, batı cephesindeki Hristiyanlık tarihine ait freskleriyle birlikte Trabzon Ayasofya`sını da geziyoruz. Gümüş, telkâri, Trabzon hasır bileziği ve ülkemizde sadece Trabzon’da üç aile tarafından yapılan, Kazaz Türkleri tarafından bölgeye kazandırılan en değerli sanat olarak nitelendirilen ve bayanlar için hayranlık uyandıran işçiliğiyle Kazaziye sanatının inceliklerini, bölgedeki en büyük gümüş atölyesine gidip öğreniyoruz.
Daha sonra Soğuksu Mevkiine çıkarken Gülbahar Hatun Camiini, İç Kale ve Zağnos Vadisini (panoramik) görüyor ve ladin ağaçları arasından geçerek, bir Rum iş adamına ait olan ve sonrasında Trabzon halkının Ata’ya armağanı olan Atatürk Köşkü’nü görüyoruz. Köşk içerisinde yapılan anlatımlar ve gezi sonrası vereceğimiz kısa fotoğraf molası ardından hem tarihi hem de doğasıyla bizi şaşırtacak 1.650 m yükseklikteki Karadağ’ın eteklerine, en sarp yerinde yer alan Dünyaca ünlü Sümela Manastırı’nı geziyoruz. (Restorasyonu devam eden bölge güncel duruma göre değişebilir.) Fotoğraf molası veriyoruz.
Ardından Maçka’daki otelimize doğru yola çıkıyoruz. Otelimizde akşam yemeğini yedikten sonra dileyen misafirlerimiz otelimizin yanında bulunan meşhur hamsiköy sütlacının tadına bakabilir. Konaklama ve akşam yemeği Maçka Büyük Sümela otelimizde.
6 AĞUSTOS
Sabah kahvaltı sonrası Sürmene’ye doğru yola çıkıyoruz. Sürmene, denince akla ilk gelen, mutfaklarımızda işlemlerimizi oldukça kolaylaştıran ve Dünya çapında üne sahip olan, koleksiyon parçalarının da bulunduğu özel yapım Sürmene bıçağını alabileceğimiz bir noktada hem Sürmene bıçağının özelliklerini öğreniyor hem de alışveriş imkânı buluyoruz. Daha sonra yola çıkıp;
Çay denilince içmelere doyamayacağız tadı ile Demçay Çay fabrikasına gidiyoruz. Karadeniz denilenince akla ilk olarak gelenlerden biri tabi ki çay olacaktır. Fabrikada bizleri horon eşliğinde karşılıyorlar ve bizlere çayın hasadından evlerimize kadar ki sürecini anlatıyorlar. Anlatımları sonrasında Demçay’ın çay bahçelerinde fotoğraflarımızı çekiyor ve Karadeniz Bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden 1090 m yüksekteki, Arap turistlerin cennet diye adlandırdığı ve akın ettiği, yıllarca evlerimizdeki takvim yapraklarını süsleyen Haldizen dağları içerisinde alüvyal birikmesi sonrası Solaklı deresinin oluşturduğu Uzungöl’e ulaşıyoruz.
Yolun her iki yanında bulunan Solaklı vadisi boyunca uzanan yemyeşil ağaçlar, asma köprüler arasından geçerken dağların yamacına kurulan hatta birçoğunun yolu bile bulunmayan evleri görüyoruz. Uzungöl’ün yeşilin ve mavinin muhteşem manzarası eşliğinde fotoğraflarımızı çekeceğimiz Seyir Terasında fotoğraf molası veriyoruz.
Bir sonraki durağımız 4 mevsimi ayrı güzel olan Garester Yaylası oluyor. (Ekstra) Büyüleyici manzarasını izlerken çaylarımızı kahvelerimizi içiyor bulutlar içinde fotoğraflarımızı çekiyoruz. Garester Yaylasındaki molamız sonrasında yola çıkıp Hopa’ya varıyoruz ve akşam yemeğimizi yiyoruz(ekstra). Yemekten sonra Batum’daki otelimize doğru yolculuğumuz başlıyor. Sarp Sınır Kapısında giriş işlemlerimizi tamamladıktan otelimize varıyoruz. Konaklama Batum Kanzler Otelimizde.
Otelimize yerleştikten arzu eden misafirlerimiz gece Batum’u gezebilir, Ali ve Nino heykelinin gece büyüleyici ışıklarını görebilir, Batum gecelerinde eğlenebilir, gazinoya gidebilir. Gazinolar otelimize yürüme mesafesindedir.
7 AĞUSTOS
Sabah otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra Batum’u gezmeye başlıyoruz. Evlenecek çiftlere şans getirdiğine inanılan Saint Andrew Heykelini ve şelalesini panoramik olarak görüyoruz. Hz. İsa`nın on iki havarisinden biri olan St. Mathias`ın mezarının da bulunduğu Roma Dönemi’nde inşası gerçekleştirilen, yapıldığı dönemden bu yana pek çok kez el değiştiren Gonio kalesinide panoramik olarak görerek, ülkemiz topraklarından doğan Çoruh Nehri’nin üzerindeki eski Gonio Köprüsü’nün yanındaki yeni köprüden geçiyoruz.
Batum şehir merkezine doğru devam ederken Sovyet Rusya döneminde Rus askerlerin eğitim alanlarını görüyoruz. Gürcistan’ın üç Özerk bölgesinden olan Adjara Özerk Bölgesinin yönetim merkezi Batumi’de Tarihi Orta Camii, Piazza Meydanını, Piazza Saat Kulesini, Ermeni Kilisesini, Avrupa Meydanını, Medea Heykeli’ni, Poseidon Anıtını, Astronomi Saati, Tiyatro Binasını, Batum Limanı‘nı yeni oluşturulan yüzüyle göreceğiz. Şehir merkezinde panoramik olarak Chasha Tower, Batum Fener Kulesi, Aşk Heykeli (Ali ve Nino Heykeli), Alfabe Kulesi, Dönme Dolaplı Gökdelen, Ters Ev, Adalet Binası (Ters Süt Şişesi) görüyoruz.
Daha sonra Türkiye’ye doğru yolcuğumuz başlıyor. Sarp Sınır Kapısında giriş işlemlerimizi tamamladıktan sonra (dileyen misafirlerimiz freeshoptan alışveriş yapabilir) 1350 metre yükseklikte çam ormanlarıyla kaplı yaylaların şahı, sultanı olarak adlandırılan Ayder Yaylası’na gitmek üzere yola çıkıyoruz. Hala Deresi boyunca ilerleyerek Karadeniz Yaylaları içerisinde en keyiflilerinden birisi olan Ayder yaylasına ulaşıyoruz. Rivayete göre; Mitolojide “Tanrı’nın kendine ayırdığı topraklar” diye geçen Fırtına’dan başlayıp Kaf Dağı’na kadar devam eden Colchis bölgesinin de içinde bulunduğu vadiye giriş yapıyoruz. Kaçkar Dağları’nın eteğinde her zaman yeşil kalan ladin ve çam ağaçlarının, sarıdan kırmızıya dönüşen gürgen, kayın ve köknar ormanlarının arasında vakit geçirmek ayrıcalığına bizler de ortak oluyoruz. Aşağı ve Yukarı Ambarlığı, Şenlik Düzünü aracımızdan görerek Kalegon Düzünde Gelin Tülü Şelalesini fotoğraflamak ve muhteşem havayı solumak için aracımızdan iniyoruz. Serbest zamanda keyifli bir yürüyüş yapıp yöre insanlarıyla unutulmaz bir sohbet yapabilirsiniz. Ayder Yaylası’nda kendinizi bambaşka bir dünyada hissedeceksiniz. Serbest zaman sonrasında Rize’ye doğru yola çıkıyoruz ve köylerindeki genç kızların ekonomik kalkınmasına yardımcı olmak amacıyla yeniden canlandırılan ‘’feretiko” (Rize bezi) dokumacılığını öğrenip alışveriş yapacağımız bir noktada mola veriyoruz. Ardından konaklamak için Rize’deki otelimize gidiyoruz.
Akşam yemeği ve konaklama Rize’deki Newarise otelimizde.
8 AĞUSTOS
Sabah otelimizde aldığımız kahvaltıdan sonra ülkemizin en yaşlı konaklarını görerek yapacağımız yolculuğumuzun son durağı tarihi ticaret yolunu korumak için Vadiye en hâkim noktalardan birine kurulmuş olan Zil Kale’yi ziyaret oluyor. ZİLKALE (EKSTRA)
Ticaretin güvenliği açısından çok önemli bir konumda bulunan deniz seviyesinden 750 mt, çat deresinden ise 100 m yukarıya kurulmuş bu Kartal Yuvası’nı andıran kaleyi görüyoruz. Bu unutulmaz anların ardından bir doğa harikası olan Palovit Şelalesi’nde fotoğraf molası veriyoruz. Daha sonra Elevit yaylasına doğru yola çıkıyoruz. Elevit yaylasında da fotoğraf molası verdikten sonra Tekirdağ’a doğru yola çıkıyoruz.
9 AĞUSTOS
Gece saatleri Tekirdağ’a varıp siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara bırakıp turumuzu sonlandırıyoruz.
Bir başka Hayal Turizm gezisinde görüşmek dileğiyle…